20 yaş dişleri, 3. büyük azı dişleri olarak da adlandırılırlar ve genellikle 17 yaşından sonra ağız içerisinde, en arka kısımda belirebilirler. Her ne kadar adı 20 yaş dişi de olsa, hastalarımız sıklıkla 20 yaşına gelmeden dişlerin çekimi gerçekleştirilebilmektedir. 20 yaş dişleri, 3 farklı şekilde değerlendirilebilirler.
Bunlardan ilk, tam gömülü 20 yaş dişleridir. Bu dişler, alt çenede bulunan mandibular sinire komşuluğu olmadığı sürece çekilebilmekte, bazı durumlarda ufak çaplı lokal operasyonlara ihtiyaç duyulabilmektedir. Mandibular sinire komşuluğu saptanan tam gömülü 20 yaş dişlerinde ise his kaybı riski sebebiyle, bazı durumlarda operasyon yapılması önerilmemektedir.
Bir diğer 20 yaş dişi türü, tam sürmüş 20 yaş dişleridir ki bu tip 20 yaş dişlerine genellikle müdahale edilmez. Bu dişler en arkada konumlanan dişler olduğu için ilk etapta sorun teşkil etmeyebilir. Fakat etkili diş fırçalama yapılamadığı zamanlarda, 20 yaş dişleri hızlıca çürüyebilir ve bu çürüme 20 yaş dişinin bir önünde bulunan 2. büyük azı dişine de sıçrayabilmektedir.
Son olarak en tehlikeli 20 yaş diş türü, yarı gömülü 20 yaş dişleridir. Bu dişlerde genellikle dişin çiğneyici yüzeyinin üzerinde bir diş eti tabakası bulunmaktadır. Bu tabaka, diş eti kapüşonu olarak adlandırılmaktadır. Bu kapüşon sebebiyle, diş ve diş eti kapüşonu arasına sıklıkla gıda artığı kaçabilmekte ve birey her ne kadar ağız hijyenini üst seviyede tutsa da iltihabi durumlarla karşılaşılabilmektedir. Bu tarz durumlarda ilgili bölgede ağrı, şişlik, kanama ve koku gibi şikayetler görülmektedir.
Ortodontik tedavilerde 20 yaş dişleri mutlak suretle tedavi öncesinde değerlendirilmeli ve gerekli görülmesi durumunda çekilmeleri gerekmektedir. Ortodontik tedavileri etkilemediği durumlarda da 20 yaş dişlerinin tedavi sonunda tekrar değerlendirilerek, ortodontik tedavinin uzun dönem nüksünü de engellemek adına çekimleri düşünülebilmektedir.
Günümüzde gelişen teknoloji sayesinde 20 yaş dişi operasyonları korkulan işlemler olmaktan çıkmıştır. Diş çekimi öncesi gelişmiş görüntüleme teknikleri ile muayeneyi gerçekleştiren hekim, operasyon esnasında en az doku kaybı ile ve en kısa sürede işlemi gerçekleştirebilmekte, hastalarımız operasyon sonrası günlük hayatlarına devam edebilmektedirler. 20 yaş dişi operasyonlarının büyük bir kısmı, lokal anestezi ile maksimum bir, bir buçuk saatlik operasyonlar ile gerçekleştirilebilmektedir.